23 Şubat 2013 Cumartesi

Karaciğer Biyopsisi

Karaciğer insan vücudunda yer alan en büyük organdır. Ağırlığı 1 buçuk  kilogram dolaylarında olup sağ kaburga kemikleri altında yer alan bir iç organdır. Karaciğerin en büyük özelliklerinden biri  kendini çok hızlı yenileyen bir organ olmasıdır öyle ki yarısı alınsa bile birkaç hafta içinde eski büyüklüğüne ulaşabilirKaraciğer nedir ?

Karaciğer insan vücudunda yer alan en büyük organdır. Ağırlığı 1 buçuk kilogram dolaylarında olup sağ kaburga kemikleri altında yer alan bir iç organdır. Karaciğerin en büyük özelliklerinden biri kendini çok hızlı yenileyen bir organ olmasıdır öyle ki yarısı alınsa bile birkaç hafta içinde eski büyüklüğüne ulaşabilir.

Karaciğerin görevi vücuda giren her şeyin rafine etmektir.Yani yenilen, içilen gıdaların ve solunulan havanın hatta cilde sürülen kozmetik şeyler bile karaciğere giderek işlemden geçer. Buna paralel olarak sigara, alkol, ilaçlar, toksik gazlar, bitkisel ilaçlar karaciğere zarar verebilir. Kronik hepatitlerde virüs karaciğer hücrelerine yerleşerek orada çoğalır fakat karaciğerin işlemini bozması ve zarar vermesi 10 ila 40 yıl arasında sürer. İnsanların karaciğerine iyi bakmak için yapması gereken bir çok şey vardır .Bunları listeleyecek olursak :

  1. Sigara ve alkolden uzak durulmalıdır.
  2. Ne olduğu bilinmeyen ilaçlar kullanılmamalıdır. 
  3. Aşırı yağlı besinler tüketilmemelidir. 
  4. Alternatif tıp ilaçlarını kullanırken dikkat edilmelidir.
  5. Hepatit aşıları tam yapılmalıdır. 
  6. Dengeli ve düzenli beslenilmelidir. 


Karaciğer Biyopsisi Nedir? 

İğne ile karaciğerden küçük bir parçanın alınmasına Karaciğer biyopsisi denir. Karaciğer biyopsisi oldukça basit bir işlemdir ve birkaç saniye sürer. Biyopsi karaciğerin durumunu gösteren en önemli testtir. Doktorunuz, karaciğerin hepatit nedeniyle ne derece hasar gördüğünü ve bundan sonra tedaviyi ne şekilde yönlendireceğini biyopsi sonucuna göre belirler. Hastaların yarısında biyopsiden sonra sağ omuza yayılan kısa süreli ağrılar olabilir. Biyopsi sonrası kanama kontrolu için hastaların birkaç saat hastanede kalmaları gerekir.

 Kaynak: Karaciğer Biyopsisi

22 Şubat 2013 Cuma

Raşitizm Hastalığı

Raşitizm hastalığı; D vitamini eksikliğinden kaynaklanan bir hastalıktır. D vitamini, vücuttaki kalsiyum ve fosforun emilmesi ve sindirim sistemi yoluyla kullanılması bakımından özellikle çocuklar için önemli bir vitamindir. D vitamini adale(kas) zayıflığına karşı vücuda korumaya alır. Aynı zamanda kalp atışlarını düzenleyerek kalp ritminin normal olmasına yardımcı olur. Raşitizm hastalığı; D vitamini eksikliğinden kaynaklanan bir hastalıktır. D vitamini, vücuttaki kalsiyum ve fosforun emilmesi ve sindirim sistemi yoluyla kullanılması bakımından özellikle çocuklar için önemli bir vitamindir. D vitamini adale(kas) zayıflığına karşı vücuda korumaya alır. Aynı zamanda kalp atışlarını düzenleyerek kalp ritminin normal olmasına yardımcı olur. D vitamini eksikliği yoluyla ortaya çıkan raşitizm hastalığı bir kemik hastalığıdır. Vitamin eksikliğinden dolayı kemiklerde yeterince kalsiyum ve fosfor oranı bulunmadığından kemik yapısında zayıflık ve güçsüzlük görülür. Raşitizm hastalığının önlenmesi veya tedavisi için D vitamini takviyesi ve güneş ışığı gereklidir. Vitamin eksikliği, D vitamini içeren gıdalar ve besinlerle sağlanırken, güneş ışığı ile de kemiklerin güçlenmesi sağlanabilir. Raşitizm Hastalığı Belirtileri Raşitizm belirtileri iskelette meydana gelen bozukluklardır. Bu bozukluklar ;
  • 3 yaş üzerindeki çocuklarda eğri duran bacaklar şeklinde
  • El ve ayak bileklerinde kalınlaşma
  • Kaburgalarda meydana gelen şişlik durumu
  • Kırılgan kemikler
  • Kafadaki yumuşak dokunun sertleşmesinin uzun bir sürede gerçekleşmesi
  • Yavaş büyüme
  • Adale(kas) güçsüzlükleri
  • Diş rahatsızlıkları
şeklinde kendini gösterir. Bu hastalık bir çocuk hastalığı olduğu için, raşitizm hastalığının etkilerinden kurtulmak veya bu hastalığa maruz kalmamak adına yapılması gerekenler çocuğun D vitamini ağırlıklı beslenmesi, güneş ışığından faydalanması ve vejeteryan diyetler vs. gibi çeşitli beslenme çeşitlerinden uzak durulması gerekmektedir.

Kaynak: Raşitizm

9 Şubat 2012 Perşembe

Diskinin Yesil Renk Olmasi

Dışkının (kakanın) yeşil renkte olması panik yapılacak bir durum değildir.Kaka rengini genelde kişinin yediği gıdaların çeşidi veya aldığı vitamin haplarının türü belirlemektedir.Dışkının yeşil olması nedenlerinden biri yenilen gıdanın renginin yeşil olmasıdır.Yeşil yapraklı sebzeler, klorofil içeren gıdalar dışkının renginin yeşil olmasına yol açabilir.Koyu renge sahip olan gıdalar ile demir bakımından zengin besinler de dışkı renginin yeşil olmasına neden açan başka etkenlerdir.


Fakat dışkının uzun süre yeşil renkte olması ve bu şekilde dışarıya atılması bazı sorunlar olduğuna işaret edebilir.Özellikle sık sık tuvalete çıkma gereksinimi hisseden kişilerin dışkıları sıvı ve yeşil bir şekilde çıkıyorsa , kalın bağırsaktaki besinlerin hızlı bir şekilde parçalanması ve dışarıya atılması sonucu yeşil renkli ishal olduğu teşhisi konulabilir.

Anne sütü ile beslenen çocukların doğumdan sonraki ilk dönemlerde dışkılarının yeşil olması normal bir durumdur.Bu hemen hemen emzirilen çocukların hepsinde görülebilir.Tehlikeli ya da endişelenecek bir durum söz konusu değildir.Bebeğin henüz çok küçük olması ve 9 ay sonra anne sütüyle beslenip bunu çok yeni olan bağışıklık sistemi ile dışarı atması dışkısının yeşil olmasına neden olmaktadır.

Dışkının yeşil olması durum sürekli bir hale gelir ve kişiyi rahatsız ederse ; en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalı ve hastanın gün içerisinde veya birkaç gün içinde ne ile beslendiği aldıysa ne tür vitamin hapları kullandığını doktoruna bildirmesi teşhisin konulması ve tedavi sürecinin daha verimli geçmesi açısından son derece önemlidir.

Kaynak :  Yeşil Renkli Dışkı

13 Aralık 2011 Salı

Gül Hastalığı

Gül hastalığı ; stres veya ruhsal bunalımlardan sonra ortaya çıkan dermatolojik bir hastalıktır.Tıp dilinde pityriasis rosea olarak adlandırılan gül hastalığı genellikle 10 ila 35 yaş arası insanlarda görülür.Hastalığın ortaya çıkma nedeni herhangi bir virüse ya da bakteri değildir.Vücutta ortaya çıkardığı döküntülerin alerjik bir reaksiyon izlenimi verse de gül hastalığının nedeni alerjik de değildir.Herhangi bir virüs etksisi görülmediği için gül hastalığının insandan insana bulaşması gibi bir şey de söz konusu da değildir.


Gül hastalığı belirtileri

Hastalık ilk belirtisini vücutta döküntü olarak gösterir.Bu döküntüler gövdede ve sırtta pembe renkler halinde görünür.Bu lekelere madalyon belirtisi denir.Bu yüzden de hastalığın diğer adı da madalyon hastalığı olarak bilinir.Bu pembe lekelerin belli bir süre sonra halka şeklini alıp orta kısmının solması , hastayı ve hasta yakınını lekelerin bir mantar sonucu oluştuğu yanılgısına iter.Dolayısıyla mantar sanılıp mantar ilacı kullanılan gül hastalığı belirtilerinin yok edilmesinde bu ilaçların herhangi bir etkisi olmaz.Zamanla vücuttaki döküntü oranı artar ve bu döküntüler ilk belirtilerdeki kadar büyük olmaz.Daha küçük ve benek şeklinde gösterir.Hastalığın yaşandığı döneme göre kaşıntı da görülebilir.Özellikle sıcak havalarda gül hastalığı geçirenlerde kaşıntı çok sık meydana gelir.

Gül hastalığı tedavisi

Hastalık bulaşıcı olmadığı için tedavi süreci biraz daha etkin ve verimli geçer.Gül hastalığı tanısı dermatolojik muayene ile anlaşıldığı için tedavi için en iyi yöntem de ilk başta yakınınızdaki sağlık kuruluşunda herhangi bir dermatologa muayene olmaktır.Hastalığın görüldüğü herkeste belirtiler veya döküntüler aynı olmayacağı için gül hastalığı olup olmadığı konusunda tereddüte düşüldüğü durumda dermatolog tarafından deri biyopsisi yapılabilir.Hastalığın tedavisinde ise kaşıntı ve döküntüler için oral olarak kullanılan ya da krem olarak döküntüleri yok etmek amacıyla çeşitli kremler kullanılabilir.

12 Aralık 2011 Pazartesi

Behçet Hastalığı

Behçet Hastalığı ilk defa 1937 senesinde Türk dermatoloji profesörü Doktor Hulusi Behçet tarafından tarif edilmiştir.Behçet hastalığı, ağızda ve genital bölgelerde yaralara ve göz kısmında iltihaba neden olan kronik bir hastalıktır.
Behçet hastalığı görüldüğü her hastada farklı bir görünüm çizer. Bazı insanlarda bu hastalık daha hafif etkilidir.Bazılarında ise bunun tam aksine daha şiddetli olduğu görülür ve bunun sonucunda menenjite varana kadar kötü sonuçlar doğurabilir.Bu bulgular genellikle hastalığın ilk belirtileri görüldükten aylar, hatta seneler sonra ortaya çıkar. Hastalığın belirtileri uzun süreli devam edebileceği gibi birkaç hafta gibi kısa sürede de geçebilir.


Behçet Hastalığı Nedeni

Behçet hastalığı tam olarak herhangi bir neden bağlanamamıştır.Fakat tıp dünyasının bu hastalık konusunda buluştuğu ortak nokta damarların iltihap kapmasıdır.Bu iltihabın nedeni hakkında da çeşitli ikilemler bulunsa da iltihapların nedeninin bağışıklık sistemi olduğu kanısına varılmıştır , fakat bu iltihabı başlatan tepkimenin ne olduğu konusunda kesin bir bilgi yoktur.

Behçet hastalığı bulaşıcı bir hastalık değildir.Hastalığın ilerlemesinde başta bağışıklık sistemi olsa da , genetik kalıntılar da bu hastalığın nedenleri arasında yer almaktadır.Ayrıca çevresel faktörlerin de (virüs/bakteri) bağışıklık sistemi zayıf kişilerde Behçet hastalığına yol açtığı sanılmaktadır.
Behçet Akdeniz bölgesi ülkeleri, Türkiye, İran, Asya ülkeleri, Uzak Doğu, Japonya gibi ülkelerde oldukça sık görülmektedir.Genelde yirmi ve otuz yaş arası insanlarda görüldüğü belirtilse de her yaşta görülebilir.

Behçet Hastalığı Tedavisi

Tıp dünyası Behçet hastalığına etkin ve kalıcı bir tedavi bulamamasına rağmen, hastalık ile ilgili geçerli ilaçlarla çoğunlukla belirtileri kontrol altına alabilmek mümkündür. Tedavide amaç, yakınmaları azaltmak ve sakatlık ya da körlük gibi olumsuz sonuçları olabildiğince en aza indirmek hatta önlemektir.Tedavi sürecinde kullanılacak ilacın hangisi olacağı ve tedavinin süresi hastanın durumuna bağlıdır.

11 Aralık 2011 Pazar

Hepatit Nedir ?

Hepatit hastalığı, karaciğerin iltihap kapmasıyla bu organın dokusunda meydana gelen hasar sonucu meydana gelen bir hastalıktır.Hepatit hastalığı tedavi edilmediği takdirde ve gerekli önlemler alınmadığında bir karaciğer hastalığı olan siroz hastalığını da yol açabilir.Bu yüzden hepatit hastalığı, uzmanlar tarafından vücutta büyük tahriplere yol açacak bir hastalık olarak tanımlanıyor.Hepatit hastalıklarının bazıları virüslere bağlı olduğu halde, bazıları ise virüslere bağlı olmadan meydana gelmektedir.

Günümüzde hepatit hastalığının en çok rastlanılanı ise virüse bağlı olarak meydana gelenleridir.Bunlara viral hepatit denir.Viral hepatitlerin karaciğerde taze ve ateşli bir şekilde etki göstermesine "akut viral hepatit" denir. Bu virüsün hastalığın altı aydan fazla sürmesine neden olması sonucu görülen hepatit hastalığına ise "kronik viral hepatit" denir.

Ülkemizde ise viral hepatit ile sarılık hastalığı karıştırılmaktadır.Buna paralel olarak her viral hepatit halk arasında sarılık olarak adlandırılmaktadır.Sarılık, bir hastalık değil bir belirtidir.Bu bağlamda düşünüldüğünde sarılık bir çok hastalığın belirtisi olarak kendini göstermektedir.Örnek vermek gerekirse safrada taş olması da sarılık belirtisine neden olur veya yeni doğan bebeklerde görülen sarılık belirtilerde bunlara paraleldir.Bu tip sarılık belirtilerin viral hepatitle bir bağlantısı yoktur ve insandan insana bulaşmaz.

Hepatitin nedenleri :

  • Hepatit hastalığına neden olan virüsler
  • Bazı ilaçlar (sinir hastalıklarının tedavisinde kullanılan chlorpromazin veya verem tedavisinde kullanılan INH gibi ilaçlar )
  • Alkol
  • Radyasyon
  • Bazı mikroplar
  • Genetik olarak sahip olunan karaciğer hastalıkları ve benzeri genetik rahatsızlıklar




    6 Aralık 2011 Salı

    Hepatit A Nedir ?

    Hepatit A , karaciğerin iltihaplanmasının sonucu oluşan bir hastalıktır.Hastalığın ilerleme ve gelişim safhaları oldukça basit işler.Hepatit A hastalığı Hepatit B’ye göre daha çok görülür.Vücuda girdikten sonra iki veya üç hafta içinde geçer.Tedavisi istirahattır.Hepatit A hastalığı dışkı yoluyla, pis su ile , hijyenik olmayan yiyecekler ve mide yoluyla bulaşmaktadır.

    Hepatit A belirtileri

    Hepatit A hastalığının belirtileri grip hastalığının belirtileri ile benzerlik göstermektedir.Bunların yanında deride veya gözlerde sararma görülebilir.Belirtiler şu şekilde sıralanabilir :
    • İştahsızlık
    • Ateş
    • Yorgunluk
    • Sarılık
    • Koyu İdrar
    • Renksiz veya kil rengi dışkı
    • Kaşıntı
    Hepatit A hastalığından korunmanın temel koşulu hijyendir.Tuvaletten sonra ve yemekten önce-sonra eller sabunla iyice yıkanmalıdır.Hastalığı geçiren kişinin kanıyla veya dışkısıyla temas edildiyse temas eden yer çok iyi temizlenmelidir.

    Hepatit A Aşısı

    Hepatit A aşısı iki kere olmak üzere 1 ay arayla yapılır.6-12 ay içinde bir rapel yapılır.Hepatit A aşısı bu hastalığı geçirme riski olan insanlara tavsiye edilir.